Subscribe:

Ads 468x60px

Pages

31 Mayıs 2014 Cumartesi

Dünyanın Gizemli ve Açıklanamayan 10 Olayı

Dünya üzerinde öyle durumlar var ki, günümüzde bile bunlara akıl sır erdirmek mümkün değil. Yıllar öncesinden bugünlerin görüldüğü, günümüzün makinalarının taşıyamayacağı büyüklük ve ağırlıktaki dev yapıların nasıl taşındığı, devasa binaların nasıl inşa edildiği, taşlar üzerindeki ince işçilikler ve daha onlarcası. 10 tane gizemli olayı sizler için listeliyoruz. Daha önce duymadığınız konularsa hayretler içerisinde kalacağınızdan eminiz.

1.Geleceğin Haritası

Ünlü Türk denizci Piri Reis’in 1513’de çizdiği ve Afrika, Amerika ile Güney Kutbunu gösteren harita 1929 yılında ortaya çıkmasıyla büyük ilgi uyandırdı. Zira güney kutbu 1818’de keşfedilmişti. Daha da ilginç olanı, Piri Reis kıtanın buz altında kalmış sahil kesimlerini de gösteriyordu. Fakat, kıta üzerindeki buzlar, haritanın çizilmesinden tam 6000 yıl önce erimiş vaziyetteydi.

2.2000 Yıllık Pil

1938’de Bağdat’ta bulunan 2000 yıllık pil, bilim dünyasını şaşkına çevirdi. Pil incelendiğinde 13 cm’lik toprak kabın içerisine monte edilmiş bakır silindir, onun etrafındaki demir çubuk ve toprak kabın ağzını kapatan asfalttan oluştuğu görülmüştür. Dünyanın en eski pilinin olduğu düşünülen bu nesnenin 2 Volt enerji ürettiği tespit edilmiştir. 

3.Antik Bilgisayar

1900 yılında Yunanistan’ın Girit adasında bir batık içerisinde cisim bulundu. Yapılan incelemede bu cismin Ay, Güneş ve gezegenlerin konumlarının hesaplanmasında kullanıldığı anlaşıldı.

4.Gizemli Kuru Kafa

1000 yıllık olduğu düşünülen Maya dönemine ait bu kristal kafa, tek bir blok üzerine oyma olarak yapılmış. O dönemde nasıl yapıldığı hala sır olan kristal kuru kafanın altından ışık tutulması durumunda, tutulan ışık doğrudan göz deliklerinden dışarı çıkıyor. Günümüzdeki bu alanda kullanılabilecek teknoloji bile bunun yapılmasına imkan tanımıyor.

5.Aliminyum Kemer Tokası

M.S.300’lerde öldüğü tahmin edilen Çinli General Çou’nun mezarında bulunan kemer tokası %85 oranında Aliminyum. Mezarın 1956’da açıldığını belirtelim. Konunun gizemi ise; doğada sadece bileşik olarak bulunan Aliminyumun diğer maddelerden ayrıştırılarak tek bir madde olarak kullanılabilmesi ilk kez 19.yy’da mümkün olmuştu.

6.1000 Yılda Yapılan Kent

Pasifik Okyanusu’ndaki bir ada yakınlarındaki antik Nan Madol kentinin inşası, yaklaşık 1000 yıl sürmüş. Kentin yapımının M.Ö 200’de başladığını da belirtelim. Herbiri 250 milyon tonluk blokların sıralanması ile 100 yapay adanın birleşmesi sağlanmıştır. Bu dev bazalt blokların oraya nasıl geldiği ise hala sır. 

7.UFO’lara İniş Pisti

Peru’nun Pampa sahilindeki bu motifler eski çağlardaki bitki ve hayvan şekillerini anlatıyor. Nazca medeniyetinin yaptığı düşünülen bu motifler, uzaylılar için Dünya’ya inişte kullandıkları bir pist olduğu öne sürülüyor.

8.Corcorde’nin Atası

M.Ö 200’de yapıldığı tahmin edilen bu nesne, 1898 de Mısırda bir mezarda bulundu. 1972’de bir arkeolog yaptığı incelemeler sonucunda bu nesnenin, mükemmel bir aerodinamiğe sahip uçak modeli olduğunu öne sürdü.

9.Çekicin Sırrı

1936’da Teksas’da bulunan bu çekicin 500 milyon yıllık olduğu tahmin ediliyor. Tahta tokmak ve demir topuzdan oluşan bu ilkel aletin kaya bloğunun içine nasıl yerleştiği ve topuz kısmındaki demirin saflığı bilim adamlarını hayrete düşürüyor.

10.Harçsız Taş Set

Peru’nun Cusco Bölgesindeki İnka kalesinin etrafını 360 m boyunca saran 9 metrelik setlerin yapımında teki 300 tonluk kireçtaşı blokları kullanılmış fakat, hiç harç kullanılmamıştır.




Kaynak : www.top10lar.com/






Hızlı okumanızı sağlayan cep telefonu uygulaması geliştirildi


Teknoloji o kadar hızlı gelişiyor ki elimizde tuttuğumuz cihazların kapasiteleri ve işlem güçleri insanoğlunun yetişebileceğinin çok üzerine çoktan çıkmış durumda. Bu cihazlardan daha fazla verim almak için cihazları değil kullanan insanları biraz hızlandırmamız gerekiyor belki de.
İşte bu düşünceyle yola çıkan Spritz firması okumanın tamamen yeni bir şeklini bulduğunu iddia ediyor. Çalışanlar geliştirdikleri program sayesinde ortalama bir kişinin dakikada okuduğu kelime (words per minute – wpm) sayısı olan 220’ yi hiçbir alıştırma veya çalışma yapmadan 500 hatta 600’lere çıkardıklarını söylüyorlar.
Nasıl mı? Bir şeyler okuyan birinin gözlerini dikkatlice izleyin. Gözler satır boyunca düz bir çizgi halinde hareket etmez adeta kelimeden kelimeye seker. Yani kelimeleri başından başlayıp sonuna kadar harf harf okumuyoruz aslında. Gözümüz kelimenin ortalarındaki bir harfe odaklanarak kelimenin tamamını tek bir kerede görüyor ve zihnimiz de bunu değerlendiriyor. Kelimeleri okumuyor, görüyorsunuz.

Spritz ile dakikada 250 kelime denemesi

Spritz ile dakikada 350 kelime denemesi

Spritz ile dakikada 500 kelime denemesi

Spritz programı ise kelimelerin gözümüzün odaklandığı harflerini kırmızıya boyuyor ve bu harfler sürekli aynı hizaya gelecek şekilde kelimeleri gözümüzün önüne sırayla getiriyor. Çalışanlar bu kırmızı harfleri kelimenin en uygun tanıma noktası olarak adlandırıyorlar (Optimal Recognition Point – ORP). Klasik okuma tekniğinde zamanın sadece %20'si kelimeyi zihinsel işlemlemeye harcanırken zamanın %80'i fiziksel hareketlerle harcanıyor. Spritz programıyla bir şeyler okuyan birinin gözünü izlediğinizde neredeyse hiç hareket olmadığını görüyorsunuz. Program sayesinde hızlı okuma ile aramızdaki en büyük engel olan göz hareketlerinin kaybettirdiği süre de tamamen ortadan kaldırılmış oluyor.
Sadece 3 kişinin basit bir fikri olarak başlayan proje aynı zamanda Samsung ve Google gibi devlerin büyük yatırım alanlarından biri haline gelerek girişimcilik alanında çok güzel bir örnek olarak da karşımızda duruyor. Samsung akıllı telefon ve saatlerinde Google ise akıllı gözlüğü Google Glass’ ta mail, internet sayfaları gibi metinleri okumayı hızlandırmak için Spritz ile anlaşmaya çoktan vardılar.
Bakalım geçen zaman ve ilerleyen teknoloji kapasitemizi kullanma yönünde daha ne gibi yeniliklerle karşımıza çıkacak.


Kaynak : www.bilim.org
                  www.spritzinc.com


Soframızdan Eksik Etmemiz Gereken 15 Bitki




Bu 15 bitkiyi soranızdan eksik etmeyin !
1-ADAÇAYI:
Kalp krizi riskini azaltır. Aşırı terlemeye neden olan hastalıkları giderir. Kramp, omurilik rahatsızlığı, beze ve sinirsel titremelerde mucize etkileri vardır. Böcek sokmalarına karşı ısırılan bölgeye adaçayı
yaptığını toz olarak uygulamanız önerilir.
2-CEVİZ:
Damar koruyucu, ishal kesici, cildi temizleyici, siğil giderici, mantar hastalıklarında etkili, tümör engelleyici ve bağışıklık sistemini koruyucu özellikleri bulunmaktadır. Ceviz kanın pıhtılaşmasını önler, kan dolaşımını düzenler… Karaciğer için de çok faydalıdır.
3-IHLAMUR:
Gribal enfeksiyonların yanı sıra güzellik ve ciltteki lekelere karşı da mucize etkileri vardır. Cilt lekeleri için iyice kaynatılıp, leke olan kısma sürülmesi öneriliyor. Bunun yanında strese karşı da ıhlamuru mutfağınızdan eksik etmeyin...
4-HİNDİBA:
Safra kesesi ve karaciğer hastalıklarında mucizeler yaratır. Kronik karaciğer iltihaplanmalarına karşı tedavi edici özelliği vardır. Şeker hastalığına da iyi gelmektedir. Bunun yanı sıra deri kaşıntıları ve sivilcelere karşı da şaşırtıcı derecede etkilidir.
5-KARABAŞ OTU:
Ağrıları dindirir, kalbe kuvvet verir… Özellikle sigara kullananlar için belirtelim, balgam sökücü özelliği vardır. Uyuşukluk gideren bu bitki zindelik kaynağıdır. Sara ve beyin hastalıklarının tedavisinde de kullanılır.
6-KEREVİZ:
Huysuz ve asabi biri misiniz? Kereviz tüketin. Sakinleştirici özelliği var. Böbrek için çok yararlı, kanı temizliyor, kilo almayı önlüyor ve cinsel gücü artırıyor.
7-KUŞBURNU:
Hangi vitamini ararsanız var. Grip ve soğuk algınlığı için bire bir. Kabızlık için de çare... Yorgunluk ve halsizlik için öneriliyor. Kan yapıcı ve tansiyon düzenleyici özelliği ile mutfaktan eksik edilmemeli.
8-MAYDANOZ:
Bir tutam maydanoz vücudun günlük C vitamini ihtiyacının tamamını karşılıyor. Toksinleri vücuttan atıyor, kanı temizliyor, kansızlığa, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi geliyor...
9-MEYAN KÖKÜ:
Balgam söktürücü özelliği olan bu bitki mide ülseri tedavisinde kullanılır. Böbreküstü bezlerini çalıştırdığı gibi kramp girmelerinde de çözücü etkisi vardır. Ayrıca iyi bir kabızlık gidericidir.
10-NAR:
Narda bol miktarda antioksidan, C vitamini, demir ve potasyum var. Bir bardak nar suyunun antioksidan özelliği, iki kadeh kırmızı şarap ve 10 bardak yeşil çay ile aynı seviyede. Üstelik, bu özellikleri sayesinde kalbi ilaç gibi koruyor.
11-SEMİZ OTU:
Uzmanlar, Parkinson tedavisinde hastalarına mutlaka semiz otu salatası yemelerini öneriyor. Zihin yorgunluğu, sinirlilik ve uykusuzluğa iyi gelir. Kanı temizleyici özelliği vardır...
12-PELİN OTU:
Mideniz ile sorun yaşıyorsanız, gastrit derdiniz varsa pelin otu birebir... Bu bitki sindirim zor besinlerin hazmını kolaylaştırıyor. Tonik etkisiyle de kan dolaşımını artırarak, vücuda zindelik veriyor. Bir önemli özelliği ise vücuda sürüldüğünde haşereleri uzaklaştırması...
13-SOĞAN:
Mümkün olduğu kadar çiğ tüketin. Zira çiğ tüketildiğinde mideyi güçlendirir, sindirim sistemini uyarır, idrarı arttırır. Grip, nezle, gırtlak iltihabı ve öksürüğü önleyici olarak kullanılır.
14-ZERDEÇAL:
Zerdeçal en etkin ve en yaygın kullanılan antioksidanlardan biridir. üst solunum yolu enfeksiyonu, astım, bronşit ve sinüzit tedavisinde kullanılır. Kansere karşı etkilidir. Beyni güçlü tutarak, alzheimerı önler.
15-ZEYTİN:
Özellikle zeytinin yağı mucize kaynağı olarak görülür. Vücudun ihtiyaç duyduğu omega 6 yağ asidine sahiptir. Hücre yenileyici özelliği ile cildi besleyip, güçlendirir... Zeytin ve zeytinyağı asla mutfaktan eksik edilmemeli, bolca tüketilmeli.

Kaynak : www.bitkilerinfaydasi.com
              kadininkitabi.com

Vücudumuzun his haritası çıkarıldı

Aaolto Üniversitesi’nden Yar. Doç. Lauri Nummenmaa ve ekibi, duyguların vücudumuzun hangi bölgelerini etkilediğini gösteren bir his haritası çıkarmayı başardı.
Araştırmacılar, bazı duyguların insan vücudunun belirli bölgelerini harekete geçirdiğini ve her duyguda farklı bir bölgenin etkilendiğini yaptıkları araştırmalar sonucunda buldu. İnsanların farklı kültürlerden olmasının his haritasını etkilemediği ortaya çıktı..
İnternet üzerinden gerçekleştirilen araştırmaya İsveçli, Finlandiyalı ve Tayvanlı olmak üzere 700 katılımcı destek verdi. Araştırmada katılımcılardan farklı duygulara kapıldıklarında (utanç, gurur, depresyon, endişe, aşk, öfke vb) vücutlarının hangi bölümünün harekete geçtiğini, hangi bölümünün tepkisiz kaldığını bilgisayardaki insan fotoğrafında mavi, sarı, kırmızı ya da siyah renkle boyamaları istendi.
Araştırmaya göre, mutluluk halinde kalp bölgesi ve yüz sarı, vücudun diğer bölümleri kırmızı, depresyon durumundaysa kol ve bacaklar açık mavi, gövde siyah ve diğer bölümler koyu maviyle resmedildi. Yılandan korkulduğunda sinir sisteminin kaslardaki oksijen oranını artırdığı, kalbin bu tehditle mücadele için daha hızlı attığı örneğini veren Nummenmaa, bunun otomatik bir sistem olduğunu vurguladı.
Avrupa Araştırma Konseyi, Finlandiya Bilimler Akademisi ve Aalto Üniversitesi tarafından finanse edilen araştırmanın ayrıntılı sonuçları 31 Aralık 2013 tarihinde “Proceedings of the National Academy of Science” adlı bilim dergisinde yayımlandı.

Kaynak : www.bilim.org
                  www.sciencedaily.com